Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | uyanık kalmak | keep awake v. | ||
I'm trying to keep awake. Uyanık kalmaya çalışıyorum. More Sentences |
||||
General | uyanık kalmak | wake v. | ||
A strong cup of coffee helps me wake up. Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder. More Sentences |
Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | (bir saate) kadar uyanık kalmak | stay up until (some hour) v. | ||
Tom stays up until after midnight almost every night. Tom neredeyse her gece gece yarısına kadar uyanık kalır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | gece geç saatlere kadar uyanık kalmak | stay up late v. | ||
General | gece boyu uyanık kalmak | overwatch [obsolete] v. | ||
General | geç saatlere kadar uyanık kalmak | sleep in v. | ||
Idioms | ||||
Idioms | korkulu rüya görmektense uyanık kalmak evladır | better be sure than sorry expr. |